• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.90)
kış uykusu - nuri bilge ceylan
aydın (bilginer) emekli bir oyuncudur; aktörlüğü bıraktıktan sonra orta anadolu'da kendi halinde küçük bir otelde çalışarak günlerini geçirir. hayatında ise iki kadın vardır: kendisine her anlamda uzak ve soğuk olan genç karısı nihal (sözen) ve boşanmış olan kız kardeşi necla (akbağ). kışın bastırması ve kar yağışının artması bu küçük taşrada en çok aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder.


  1. nöri bilge ceylan'ın izlediğim en kötü filmi. izlerken belirtildiği gibi rus edebiyatı öykünmesi bariz hissediliyor. bir soljenitsın bir gogol anlatısı tadı var ancak sinemasal anlamda pek de bir şey veremiyor. filmin genel atmosferinde duyulan zorlama yapaylık sonuna kadar devam ediyor. karakter hikayeleri kopuk ve tamamlanmamış. diyalog filmi olmuş. sözüm ona küçük burjuva eleştirisi yapılmaya çalışılmış. ilçe önde gelenleri ve ilçe ruhu genel intiba olarak daha iyi işlenilebilirdi. karakterlerle o uzun diyaloglar bir türlü örtüşmüyor. herkes kitaptan okur gibi beylik laflar ediyor. hele demet akbağ'ın oynadığı karakterden bahsetmek bile istemiyorum. nevşehir'i ürgüp'ü bilen biri olarak bu kadar uzun ağdalı cümleler kuran bir ürgüp'lü bulsam sırtımda gezdiririm. değil istanbul dünyayı dolaştırsan değişmez. tek özelliği güzel ve genç olmak olan temiz kalpli, ezik, dandik herifçi karısı bile sazı eline aldı mı başımıza dante kesiliveriyor. nejat işlerin kendi kendine atarlanmaları ve sanatta yediyüz milyon kez işlenmiş fakir ama gururlu oğlan klişesini (budala-rogojin kötü öykünmesi) izleyebilmek için sahne bitene kadar üç şişe renu bitirdim. sadece haluk bilginer'in oynadığı hayatı bir sahteliğin üzerine oturmuş karakter olmuş. film bütünsellik bakımından fıs. tamam baba nuri bilgi ceylan sinematografisine söyleyecek sözümüz yok ama maksat buysa nikon fotoğraf makinemle evimin balkonundan daha iyi kış perspektifi alırım yeminle. filmin güya vermeye çalıştığı bahsi geçen eleştiriyi görebilmek için mikroskopla bakmak bile kifayetsiz kalır.
    olmamış sinema filmi, madem edebiyat namına "biz de biliyoruz bu boku" demeye çalıştın. sinema yerine kısa hikaye yazsaydın babacan biz de bu sevimsiz entel mastürbatif hareketlerine maruz kalmaz idik.

    ben de bu kadar övgüyü göklere çıkarmaları okuyunca nuri bilge ceylan brazil ayarında film çekti zannettim.
    bu filme altın palmiye veren zihniyeti palmiyeye oturtmak lazım.